Son Yazdıklarımız
print this page
YAYINLARIMIZ..

Pkk Gerçeği 1

Aşağıdaki videoyu izlemek yazmaktan daha iyi anlatıyor..
Kck - Pkk Gerçeği
0 yorum

TARİHİ KAHPELİK

Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden çıkan yeni bir belge, Türk tarihine şanlı bir zafer olarak geçen Çanakkale Savaşları'yla ilgili korkunç bir gerçeği ortaya çıkarttı.



Tarihi kahpelik!


Büyük zaferin 90'ıncı yıldönümünde ortaya çıkan korkunç gerçek: İhtilaf devletleri, Çanakkale'de Mehmetçik'e karşı boğucu kimyasal silah kullanmış.


Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden çıkan yeni bir belge, Türk tarihine şanlı bir zafer olarak geçen Çanakkale Savaşları'yla ilgili korkunç bir gerçeği ortaya çıkarttı. Türk ordusunun 251 bin şehit verdiği, 1 milyonun üzerinde askerimizin yaralandığı ve 10 bin askerimizin kaybolduğu Çanakkale Savaşı'nda, İngilizler liderliğindeki itilaf devletlerinin kimyasal silah kullandıkları anlaşıldı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde görevli uzmanlarca ortaya çıkartılan yeni bir arşiv belgesinde, itilaf devletlerinin Türk askerlerine karşı boğucu türden gaz içeren kimyasal silah kullandığı belirtiliyor. Belgede, gazın hangi ülke kuvvetleri tarafından kullanıldığından söz edilmiyor. Verdiği zarar konusunda da bir bilgi yok. Fakat araştırmacılar, binlerce askerin kimyasal silahların tesiriyle şehit düşme ihtimalinin olduğunu belirtiyor ve muhtemelen İngilizler tarafından böyle bir yola başvurulduğu görüşünde birleşiyor.


DOST DEVLETLER SESİNİ ÇIKARTMADI!

2 Temmuz 1915 tarihinde başkumandan vekili namına müsteşar imzasını taşıyan ve cepheden Hariciye Nezareti'ne gönderilen belgede, düşman kuvvetleri tarafından kimyasal silahlar kullanıldığı belirtilip, tarafsız ve dost devletlerin olayı protesto etmesi isteniyor. Dost devletlerin insanlık dışı bu hadiseyi protesto ettiğine dair bir bilgiye rastlanmıyor; ama bu belge Çanakkale'yi kimyasal silahların kullanıldığı savaşlar arasına sokuyor. Daha önce 19. Yüzyıl'ın sonlarında Fransızlar Almanlar'a karşı zehirli gaz kullanmış, aynı şekilde Almanlar da Fransızlar'a misillemede bulunmuştu.


HASTANEYE BİLE BOMBA YAĞDIRDILAR

Çanakkale'de destan yazan askerlerimize yönelik uluslararası savaş hukukuna aykırı hareketler, kimyasal silahlarla sınırlı değil. Tespit edilen 2 ayrı belgeye göre, savaş hukukuna kesinlikle aykırı olmasına rağmen, Mehmetçik'e domdom (parçalayıcı, dağıtıcı özelliği çok fazla) kurşunları da sıkılmış. 10 Mayıs 1915'e ait bir başka belgede de İngiliz savaş gemilerinin balonlar yardımıyla Maydos kasabasında Hilal-i Ahmer bayrağı çekmiş hastaneyi bombalayıp, 30 yaralı askeri şehit ettiği belirtiliyor. Osmanlı Hükümeti, ''insanlığa sığmayan'' bu saldırı sonrasında, Amerika Sefareti aracılığıyla İngiltere'nin uyarılması talebinde bulunuyor. Bu belgeler, savaş kurallarının hiçe sayıldığı Gelibolu'da nasıl bir trajedinin yaşandığını gösterirken, Çanakkale'yi 'geçilmez' yapan Türk askerinin kahramanlığını da bir kez daha gözler önüne seriyor.
0 yorum

Barış MANÇO ve Alparslan TÜRKEŞ

Darbe dönemlerinde bütün sanatçılar saflarını birer birer yavaşça doldururken, Barış Manço; Türkçü, Milliyetçi olduğunu ve sonunda kadar öyle kalacağını söyler.

Başbuğ Alparslan Türkeş, Barış Manço'nun bu konuşmasından etkilenir ve Barış Manço'ya bir haber gönderir: "Gel yanımıza beyaz bozkurt sende bizdensin, ama saçını kestir de gel..."

Barış Manço'nun, Başbuğ Alparslan Türkeş'e cevabı gecikmez. -"BAŞBUĞUM, HER ZAMAN YANINIZDAYIM AMA ŞUNU UNUTMAYALIM BOZKURT HİÇ YELESİZ OLURMU?
0 yorum

Türklük Bilginizi Sınayın!


Genç – yetişkin herkesin Türklüğü hakkında bilmesi gereken bilgileri ne derecede bildiklerini sınayabilmeleri için bir  test hazırlanmış.
Temel bilgileri sorgulamak gerektiği için, sorular hazırlanırken biraz sıkıntı yaşanabiliyor. Çünkü her ne kadar “temel” düzeyde kalacak sorular oluşturmaya çalışsanız da, sorular bazen ayrıntıya kaçabiliyor veya ilgi alanı gerektirecek sorular olabiliyor
Soruları çözdükten sonra görebileceğiniz bir bağlantıyla soruların yanıtlarını öğrenebilirsiniz. Yanıtları kısaca yazılmamış, biraz açıklayarak sunulmuş. Böylece yanlış yaptığınız yanıtları o sayfalar aracılığıyla öğrenebilir ve konu hakkında çok ayrıntılı olmayan kısa bilgilere sahip olabilirsiniz.

Birinci aşama” sınamada temel Türklük bilgilerinden oluşan 15 soru bulunmaktadır. “İkinci aşama” sınamada ise biraz daha ayrıntılı olarak nitelendirilebilecek 20 soru bulunmaktadır. Şimdi aşağıdaki bağlantılara dokunarak Türklük bilginizi sınayabilirsiniz.

SONUÇ YÜZDELERİNİ YORUM OLARAK YAZABİLİRSİNİZ...

Birinci Aşama «|

İkinci Aşama «|

  ..:BAŞARILAR::..

 

0 yorum

24 Oğuz Boyu / Türk Boyları

Soyumuz, Oğuz Han‘dan gelmektedir. Atamız Oğuz Han’ın “Gün Han, Ay Han, Yıldız Han, Gök Han, Dağ Han, Deniz Han” adlarında 6 (altı) tane oğlu vardır. Oğuz Han‘ın her oğlunun da dört tane oğlu vardır. İşte Atamız Oğuz Han’ın altı oğlundan olan 24 tane torunu, bugünkü “24 Oğuz Boyu“nu meydana getirmiştir. Bütün dünyaya yayılan Oğuzlar, bu 24 boya dayanmaktadır.
Aşağıda bu boy adları hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir:

Boz-Oklar: Dış Oğuzlar da denip, Sağ kolu teşkil ederler.
1. Gün-Alp/Gün-Han: Sembolü şâhin. Oğulları:
a) Kayıg/Kayı-Han: “Sağlam, berk” anlamındadır. Üç kıta ve yedi denize altı yüz yıldan fazla hâkim olan Osmanlı sülâlesi bu boydandır. Kayı Boyundan Ertuğrul Gâzi ve her biri birer müstesnâ şahsiyete sâhip, çoğu dâhî, cihangir, kumandan, şâir ve sanatkâr olan Osmanlı sultanları, Kayı Han neslinin kıymetini göstermeye kâfidir.
b) Bayat: “Devletli, nîmeti bol” anlamındadır. Maraş ve çevresine hâkim olan Dulkadiroğulları, İran’da Kaçarlar, Horasan’da Kara Bayatlar, Maku ve Doğubeyazıt hanları, Kerkük Türkmenlerinin çoğu, bu boydandır. Dede Korkut kitabını 1480’de Hicaz’da yazan Tebrizli Hasan ve meşhûr şâir Fuzûlî bu boydandır.
c) Alka-Bölük/Alka-Evli: “Nereye varsa başarı gösterir” anlamındadır. Türkiye ve Âzerbaycan’daki Alaca, Alacalılar adı taşıyan yerler bu boyun hatırasıdır.
d) Kara-Bölük/Kara-Evli: “Kara otağlı (çadırlı)” anlamındadır. Karalar ve karalı gibi coğrafî yer adları bunlardan kalmadır.
2. Ay-Alp/Ay-Han: Sembolü kartal. Oğulları:
a) Yazgur/Yazır: “Çok ülkeye hâkim” anlamındadır. Ab-Yabgu devrindeki Yenibent Yabguları, Batı Türkistan’daki Cend Emirleri, Kara-Daş denilen Horasan Yazırları, Ahıska’dan aşağı Kür boyundaki Azgur-Et (Azgur Yurdu) Kalesi, Kürmanç Kürtlerinin Azan Boyu, Toroslardaki Gündüzoğulları Hanedanı bu boydandır.
b) Tokar/Töker/Döğer: “Dürüp toplar” anlamındadır. Yenikentli Vezir Ayıdur, Harput-Diyarbakır-Mardin hâkimleri, Artuklular, Sincar-Siverek, Suruç arasında hâkim eski Caber Beyleri, Memluklar devrinde Halep Döğeriyle Hama Döğerleri, bugünkü Mardin-Urfa arasında yirmi dört oymaklı Kürt Döğerleri, Hazar Denizi doğusundaki Saka Boyu Takharlar; Şavşat’taki Ören kale, To-Kharis ve Malatya’nın Tokharis bucağı, Dağıstan’daki Digor ve Kars ve Arpaçay sağındaki Digor kazası bu boydan hatıradır.
c) Totırka/Dodurga/Dödürge: “Ülke almak ve hanlık yapmak” anlamındadır. Sivas doğusundaki Tödürgeler bu boydandır.
d) Yaparlı: “Misk kokulu” anlamındadır. Zaza Çarekliler ve misk ticareti yapan Yaparı Oymağı bu boydandır. Yaparı Oymağının Akkoyunlu ve Giraylı camilerinin mihrap duvar harcına bu güzel ıtriyattan kattıklarından hâlâ hoş kokmaktadır. Diyarbakır ve Kırım’da hatıraları vardır.
3. Yıldız-Alp/Yıldız Han: Sembolü tavşancıl. Oğulları:
a) Avşar/Afşar: “Çevik ve vahşî hayvan avına hevesli” anlamındadır. Hazistan Beyleri, Konya’daki Karamanoğulları, İran’daki Avşarlı Nâdir Şah ve hanedanı, Ürmiye ve Horasan Afşarları bu boydandır.
b) Kızık: “Yasakta pek ciddi ve kuvvetli” anlamındadır. Gaziantep, Halep ve Ankara çevresindeki Kızıklar, Doğu Gürcistan’da ve Şirvan batısındaki ovaya Kızık adını verenler bu boydandır.
c) Beğdili: “Ulular gibi aziz” anlamındadır. Harezmşahlar, Bozok/Yozgat-Raka/Halep çevresindeki Beğdililer, Kürmanç Badılları bu boydandır.
d) Karkın/Kargın: “Taşkın ve doyurucu” anlamındadır. Akkoyunlu-Dulkadiroğlu ve Halep-Hatay bölgesindeki Kargunlar, Doğu Anadolu ve Âzerbaycan’daki ilkbaharda eriyen karların suları ile kopan sel ve su kabarmasına da Kargın/Korkhun denilmesi bu boyun adındandır.
Üç-Oklar: İç Oğuzlar da denilip, sol kolu teşkil ederler.
1. Gök-Alp/Gök Han: Sembolü sungur. Oğulları:
a) Bayundur/Bayındır: “Her zaman nîmetle dolu yer” anlamındadır. Akkoyunlular sülâlesi, İzmir’den Âzerbaycan’daki Gence’ye kadar Bayındır adlı yerler bu boydan gelir.
b) Beçene/Beçenek/Peçenek: “İyi çalışkan, gayretli” anlamındadır. Karadeniz kuzeyi ile Balkan Yarımadasına göçen ve 1071 Malazgirt ile 1176 Miryokefalon Meydan Muhârebelerinde Bizanslılardan ayrılarak Selçuklular safına geçen Peçenekler, Dicle Kürmançlarının iki ana kolundan güneydeki Beçene Kolu, Ankara-Çukurova Halep bölgelerindeki Türkmen oymaklarından Peçenekler bu boydandır.
c) Çavuldur/Çavındır: “Ünlü, şerefli, cavlı” anlamındadır. Türkmenistan’da Mangışlak Çavuldurları, Çorum çevresindeki Çavuldur ve Anadolu’daki Çavdar Türkmen oymakları, Erzurum ve çevresindeki Çoğundur adlı köyler bu boyun adından gelmektedir.
d) Çepni: “Düşmanı nerede görse savaşıp hemen çarpan, vuran ve hızlı savaşan” anlamındadır. Rize-Sinop arasındaki çok usta demirci Çepniler ve Çebiler, Kırşehir, Manisa-Balıkesir çevresindeki ve Kars ile Van bölgelerinde Türkmen Oymağı Çepniler bulunmaktadır.
2. Dağ-Alp/Dağ Han: Sembolü uçkuş. Oğulları:
a) Salgur/Salur: “Vardığı yerde kılıç ve çomağı ile iş görür” anlamındadır. Kars ve Erzurum hâkimi Salur Kazan Han Sülâlesi, Sivas-Kayseri hükümdarı âlim ve şair Kadı Burhâneddin Ahmed ve Devleti, Fars Atabegleri, Salgurlular, Horasan’daki Teke-Yomurt ve Sarık adlı Türkmenlerin çoğu bu boydandır.
b) Eymür/Imır/İmir: “Pek iyi ve zengin” anlamındadır. Akkoyunlu, Dulkadirli ve Halep Türkmenleri içindeki Eymürlü/İmirlü oymakları, Çıldır ve Tiflis’teki iyi halıcı ve keçeci Terekeme Oymağı bu boydandır.
c) Ala-Yontlup/Ala-Yundlu: “Alaca atlı, hayvanları iyi” anlamındadır. Yonca kelimesi bu boyun hatırasıdır.
d) Yüregir/Üregir: “Daima iyi iş ve düzen kurucu” anlamındadır. Orta Toros ve Çukurova Üç-Oklu Türkmenlerinin çoğu, Adana’daki Ramazanoğulları bu boydandır.
3. Deniz Alp/Deniz Han: Sembolü çakır. Oğulları:
a) Iğdır/Yiğdir/İğdir: “Yiğitlik, büyüklük” anlamındadır. İçel’in Bozdoğanlı Oymağı, Anadolu’da yüzlerce yer adı bırakan İğdirler, İran’da büyük Kaşkay-Eli içindeki İğdirler ve Iğdır adı, bu boyun hâtırasıdır.
b) Beğduz/Bügdüz/Böğdüz: “Herkese tevâzu gösterir ve hizmet eder anlamındadır. Dicle Kürtleri ilbeği olup, Hazret-i Peygamber’e elçi giden (622-623 yılları arasında Medîne’ye varan), Bogduz-Aman Hanedanı temsilcisi ve Kürmanç’ın iki ana kolundan Bokhlular/Botanlar, Yenikent-Yabgularından onuncu yüzyıldaki Şahmelik’in Atabegi Kuzulu, Halep Türkmenlerinden Büğdüzler bu boydandır.
c) Yıva/Iva: “Derecesi hepsinden üstün” anlamındadır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh (1072-1092) devrinde Suriye ve Filistin’i feth eden Atsız Beğ, 12. yüzyılda Hemedân batısında Cebel bölgesi hâkimleri Berçemeoğulları, Haçlıları Halep çevresinde yenen Yaruk Beg, Güney-Âzerbaycan’daki Kaçarlu-Yıva Oymağı bu boydandır. Ankara’da çok makbul yuva kavunu bu boyun yerleştiği ve adları ile anılan köylerde yetişir.
d) Kınık: “Her yerde aziz, muhterem” anlamındadır. Büyük ve Anadolu Selçuklu devletleri, Orta Toroslardaki Üçoklu Türkmenler, Halep-Ankara ve Aydın’daki Kınık Oymakları bu boydandır.
Oğuzlarla ilgili diğer bilgiler: Oğuzlar, Oğuz Boyu Bugün; Türkiye, Balkanlar, Azerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan’da yaşayan Türklerin ataları olan büyük bir Türk boyu. Oğuzlara, Türkmenler de denir.
0 yorum

Dünya tarihini yeniden yazdıracak keşif!


Denizli'de Doğa Sevenler Derneği (DOSEV) Başkanı Ümit Şıracı ve arkadaşlarının, Bozkurt İlçesi'ne bağlı İnceler Beldesi'nde yaptıkları keşfin, tarih kitaplarını değiştireceği iddia edildi.


Üzerinde Göktürk alfabesiyle yazılan yazıların bulunduğu kayanın, Türkler'in Batı Anadolu'ya İslamiyet'ten önce geldiklerini ortaya koyduğu ileri sürüldü.

DOSEV üyelerinin geçtiğimiz günlerde Bozkurt İlçesi'nin İnceler Beldesi'ndeki bir doğa gezisi sırasında gördükleri kaya, inanılmaz bir tarihi gizemi ortaya çıkardı.
Bir mağarada kayanın üzerinde ilginç ve çok eski işaretler gören DOSEV üyeleri, fotoğraflarını çekti. Fotoğrafları inceleyen tarih araştırmacısı Kürşad Baytok, işaretlerin Göktürk alfabesiyle yazıldığını ve Göktürkler'e ait olduğunu iddia etti. İşaretlerin çevirisini yapan araştırmacı Baytok, 'Üç Enenmiş At Aldı' cümlesinin kayada yer aldığını ve 8'inci Yüzyıl'a ait olabileceğini ileri sürdü.
Eserin korunması ve kayda alınması gerektiğini belirten araştırmacı Kürşad Baytok, "Ortaya çıkan bu önemli eser, kesinleştiği takdirde Türkler'in Batı Anadolu'ya İslamiyet'ten önce geldiklerinin kanıtı olacak. Tarih yeniden yazılabilir. Türkler'in Anadolu'ya gelişi kitaplarda 1071 Malazgirt Savaşı olarak yazıyor. Ancak bulunan eserler, bunun daha eski olduğunu gösteriyor" dedi.

Kayanın üzerindeki alfabenin 10'uncu Yüzyıl'da kullanımının bırakıldığını belirten Baytok, "Bu da Göktürkler tarafından kullanılan alfabelerde yer alan şekillerin 8'inci Yüzyıl'da kullanılmış olma ihtimalini ortaya çıkarıyor. Bu da Türkler'in bu tarihlerde Anadolu'da özellikle de Batı Anadolu'da bulunduğu anlamına geliyor" diye konuştu.

DOSEV Başkanı Ümit Şıracı, kayanın korunması gerektiğini belirterek, "Doğa gezisi sırasında işaretler ilgimizi çekti. Fotoğraflarını çekip incelettik. Biz de çok şaşırdık. Bölgede böyle bir eserin korunması gerekiyor. Gerekli yerlere bildirdik" dedi.
0 yorum

MEVLÂNÂ VE “GEL, YİNE GEL” RUBÂÎSİ


Bâzâ Bâzâ her ân çi hestî bâzâ
Ger kâfir u gebr u bût-perestî bâzâ
İn dergah-i mâ dergah-i novmîdî nist
Sad bâr eger tevbe-şikestî bâzâ


Vazgeç de gel vazgeç de gel, her kim olursan ol vazgeç de gel
Eğer kâfir eğer mecûsî eğer putperest ol vazgeç de gel
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir
...
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan bile vazgeç de gel

Hz. Mevlânâ ile ilgili tartışmalı unsurlardan biri de “gel yine gel “ rubâîsinin ona ait olup olmamasıyla ilgilidir.

Zikredilen bu Rubâî, Mevlânâ’nın değildir.

Mezkûr Rubâî, Rubâiyyât-ı Baba Efdal-i Kâsânî isimli eserin sahibi Efdâl KÂŞÎ’ye aittir. 1268 yılında vefat eden Baba Efdâl Kâşî’ye ait bu rubâi, Suhenân-ı Manzûm-i Ebû Saîd-i Ebu'l-Hayr isimli eserin sahibi Ebû Saîd'in rubâîleri arasında da yer almakta, ama eserin girişinde rubâinin Baba Efdal’a ait olduğu kaydedilmektedir.
Ziya Paşa, Harâbât’ında (s. 242) eserin Baba Efzâl Kâşi’ye ait olduğunu yazar.

Mevlânâ’nın 1896 yılında basılan rubâilerinde, daha sonra Veled İzbudak ve 1944 Asaf Halet çevirilerinde bu rubâî yer almamaktadır.
Bu rubâî’nin Mevlânâ’nın olduğunu iddiasının birinci sebebi, 1940’lı yıllarında Türkiye’yi etkisi altına alan Hümanizm düşüncesi olmuştur.

Mevlânâ’nın ve Yûnusun hümanist olduğu fikri bu dönemde sıkça işlenmiş ve bu yolda eserler verilmiştir.
Rubâî’nin Mevlânâya ait olduğu tezine ileri süren Abdülbâkî Gölpınarlı Hoca, 1951 ve 1953 tarihinde basılan Mevlânâ ile ilgili eserlerinde böyle bir rubâiden bahsetmezken, Rubâilerin 1964 yılı baskısına bu rubaiyi alır.
Günümüzde Sayın Ömer Tuğrul İnançer , İlber Ortaylı, İskender Pala Ve Mahmut Erol Kılıç gibi alanının yetkin isimleri rubainin Mevlânâ’ya ait olmadığını söylemekte ve yazmaktadırlar.
Bu rubâiyle ilgili ikinci tartışma, rubâinin çevirisiyle ilgilidir. Farsça “Ameden” fiili gelmek, “Baz-ameden” fiili yeniden gelmek, terk edip gelmek, vazgeçmek anlamlarında kullanılır.
Dolayısıyla “Bâzâ” vazgeçte gel, bırak da gel, terk et de gel anlamlarında ifade edilmelidir.
“Gel, gel ne olursan ol yine gel “anlamlarında bir kullanım, “Gel seni değişmeden olduğun şekilde kabul ediyorum “ anlamı taşımaz, “nefsinden, günahlarından vazgeç de gel ki eksikliklerini tamamlayayım” anlamı taşır.

Konya Mevlânâ dergâhının giriş kapısının üzerinde Molla Câmi’ye ait şu mısralar, hem zikredilen rubai için, hem de tasavvufun esas amaçları için örnek gösterilebilir:

“Ka’betü’l-uşşâk bâşed in makam
Her ki nâkıs amed incâ şod tamam”

“Bu makam âşıkların ka’besidir, noksan gelen burada tamamlanır.”
Yrd.Dç.Dr Kadir Güler
1 yorum

Mekanın Cennet olsun Abim..

Patnos'da 1 polis şehit, 4 polis yaralı

Ağrı'nın Patnos ilçesinde meydana gelen trafik kazasında bir polis memuru şehit oldu, 4 polis memuru yaralandı.

Güncelleme:09 Ekim 2012 11:45
AĞRI (A.A) - Patnos ilçesinde sigara kaçakçılığına yönelik operasyon düzenleyen polis ekiplerinin içerisinde bulunduğu otomobilin devrilmesi sonucu 1 polis memuru şehit oldu, 4 polis yaralandı.
Patnos Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli polis ekipleri, bir tırda kaçak sigara bulunduğu ihbarı üzerine, operasyon düzenledi.



Patnos-Adilcevaz karayolunun 12. kilometresinde tırı durdurmak isteyen polis ekiplerinin içerisinde bulunduğu otomobil, şarampole devrildi.
Kazada, otomobilde bulunan polis memurlarından Mehmet Emin Karataş (43) olay yerinde şehit oldu, 4 polis memuru yaralandı. Yaralı polisler, Patnos Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Ağrı Emniyet Müdürü Bayram Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir ihbar sonucu operasyon düzenleyen polis ekiplerinin içerisinde bulunduğu aracın kaza yaptığını, kazada 1 polisin şehit olduğunu, 4 polis memurunun yaralandığını söyledi.
Sigara kaçakçılığına yönelik operasyonda 2 kişinin gözaltına alındığını ifade eden Coşkun, "Operasyon düzenleyen polislerimizin içerisinde bulunduğu araç kaza geçirdi. 1 şehidimiz, 4 yaralımız var. Üzgünüz. Operasyon sonucu yakalanan tırda 2 kişi gözaltına alındı. Tır, Ağrı Emniyet Müdürlüğümüzün bahçesine çekildi. Bir tır dolusu kaçak sigara ele geçirildi. Olayla ilgili tahkikat devam ediyor" diye konuştu.

0 yorum
 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2011. TÜRK BOYU - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger